Tükürük bezleri, tükürük salgılamak ve salgıyı ağız içine ulaştırmakla görevlidir. Üç çeşit tükürük bezi vardır:
Bu büyük bezlere ek olarak, 600 ila 1000 arasında küçük tüp bezi; ağız ve boğaza yayılmış durumdadır.
Bazı durumlarda, tükürük bezlerinin içinde, kalsiyum açısından zengin, ince yapıda taşlar oluşur. Bu taşların oluşumunun kesin nedeni bilinmemektedir. Bazı taşlar, aşağıdaki nedenlerden dolayı oluşabilir:
Tükürük bezi enfeksiyonu, genellikle bakterilerin neden olduğu, acı veren bir enfeksiyondur. Bu hastalık, tükürük bezi taşları olan yaşlı yetişkinler arasında daha yaygındır. Tükürük bezi enfeksiyonu, aynı zamanda doğumdan sonra ilk birkaç hafta içinde bebeklerde de oluşabilir. Eğer uygun bir tedavi yolu izlenmezse, durum, özellikle yaşlı ve dayanıksız kişilerde ciddi bir enfeksiyona dönüşebilir.
Sistemik (tüm vücutta oluşan) viral enfeksiyonlar, bazen tükürük bezlerine de yerleşirler. Bu durum; yüzde şişlik, ağrı ve yemek yemede zorlanmaya neden olur. Bu belirtiler en çok kabakulak rahatsızlığında görülür.
Bebekler, bazen kulak gelişimiyle ilgili sorunlardan kaynaklanan, parotis bezinde bir kist ile doğarlar. Daha sonraki dönemlerde, tükürük bezlerinde; travmatik yaralanmalar, enfeksiyonlar, tükürük bezi taşları veya tümörler nedeniyle de kist oluşma olasılığı vardır.
Çoğu iyi huylu olan bu tümörler, çoğunlukla parotid bezinde meydana gelir ve rahatsızlığın en yaygın türü genellikle sadece kulak memesi altında, yavaş büyüyen, ağrısız bir şişkinlik olarak görünür. Radyasyona maruz kalma ve muhtemelen sigara bu tümörlerin en önemli nedeni olarak sayılabilir.
Tükürük bezi kanserleri nadir olarak görülür. Tükürük bezi kanseri için bilinen risk faktörleri Sjögren sendromu ve radyasyona maruz kalmaktır. Sigara içmek de bu tür tümörlerin gelişmesinde rol oynayabilir.
Sjögren Sendromu; kronik, otoimmün bir hastalıktır. Hastalığın nedeni, vücudun bağışıklık sisteminin; tükürük ve gözyaşı bezlerine (bazı durumlarda ter ve yağ bezleri) saldırmasıdır. Bu hastalık çoğunlukla orta yaştaki kadınlarda görülür.
Bazı durumlarda tükürük bezleri; nedeni bilinmeyen bir şekilde, enfeksiyon, enflamasyon veya tümör belirtisi olmadan büyüme gösterir. Bu rahatsızlık en sık parotis bezini etkiler.
Belirtiler, tükürük bezlerinde oluşan rahatsızlığa göre değişiklik gösterir. Hastalıklara göre belirtiler şunlardır:
En sık görülen belirti genellikle ağız tabanında meydana gelen ağrılı şişliktir. Ağrı, yemek sırasında kötüleştirebilir.
Tükürük Bezi Enfeksiyonu Belirtileri
Bu belirtilerin sonrasında genellikle yüzün her iki tarafında parotis bezlerinde şişlik oluşur. Bu durumda ağzı tamamen açmak zorlaşır.
Kistler, ağrısız bir şişliğe neden olur. Bu şişlik, bazen yemek yemeyi engelleyecek kadar büyük olabilir.
Yavaş büyüyen ve bazen ağrılı olabilen şişlikler, hem iyi hem de kötü huylu tükürük bezi tümörlerinin en yaygın belirtisidir. Bu şişlikler; dilde veya ağız çatısında, çene altında ve yanaklarda bulunabilir.
Sjögren sendromunun başlıca belirtileri, tükürük bezleri şişmesi, ağızda ve gözlerde kuruluktur.
Bu rahatsızlığın belirtileri; tipik olarak yüzün her iki tarafında parotis bezlerinin ağrısız bir şekilde şişmesi olarak kendini gösterir.
Bu hastalıkların tanısı için öncelikle doktorunuz; hastalık hikâyenizi, kullandığınız ilaçları ve beslenme alışkanlıklarınızı öğrenecektir. Doktorunuz, ayrıca şu soruları da soracaktır:
Sonrasında, doktorunuz ağız içi dâhil olmak üzere baş ve boyun bölgesini inceleyecektir. Eğer bu muayene sırasında dokunmadan dolayı acı hissederseniz bunu doktorunuza bildiriniz.
Belirtilere göre doktorunuz sizden şu tetkikleri de isteyebilir:
Tedavi rahatsızlığa bağlı olarak değişir:
Taş, kanalının sonunda bulunuyorsa, doktorunuz, taşı hafifçe bastırarak dışarı çıkarabilir. Derinde bulunan taşlar ise cerrahi ile çıkartılabilir.
Tükürük bezi enfeksiyonu;
Eğer enfeksiyon, bu yollarla tedavi edilemiyorsa, iltihabı çıkarmak için müdahale edilmesi gerekebilir.
Bu enfeksiyonlar genelde kendi kendilerine geçer. Bu durumda yapılacak olan tedavi, daha çok belirtileri ortadan kaldırmak üzeredir. Bu tedaviler şunları içerir:
Küçük kistler, kendi kendilerine yok olabilir. Daha büyük kistler ise geleneksel cerrahi veya lazer cerrahisi ile çıkartılabilir.
Kanserli olmayan tümörler, genellikle ameliyatla çıkarılır. Bazı durumlarda, tümörün tekrarlamaması için radyasyon tedavisi uygulanabilir.
Daha küçük, erken evrede bulunan ve düşük dereceli tümörler genellikle tek başına cerrahi ile tedavi edilebilir. Ancak, daha büyük, yüksek dereceli tümörler genellikle cerrahi sonrası radyasyon tedavisi gerektirir. Cerrahi olarak müdahale edilemeyen tümörlerde de radyoterapi veya kemoterapi uygulanır.
Hastalığın tipik belirtisi olan ağız kuruluğunu geçirmek adına, tükürük salgılanmasını uyaran ilaçlar verilir. Tükürük üretimini uyarmak için şekersiz sakız da önerilebilir. Sigara tüketimi azaltmak da kuruluğu giderecektir. Sjogren sendormu olan insanlarda tükürük salgısının düşük olması nedeniyle ağız ve diş etlerinde sık sık problem meydana gelir. Bu nedenle, bu soruna sahip kişiler ağız hijyenine dikkat etmelidirler.
Tedavi altta yatan sağlık sorunun giderilmesini hedefler.
Tükürük bezlerini viral enfeksiyonlara karşı korumak için kabakulak ve grip aşısı olunmalıdır.
Diğer tükürük bezi hastalıklarını önlemek için özel bir yol yoktur. Ancak aşağıdaki önlemler, söz konusu hastalıklardan korunmada yardımcı olabilir: